Gece,
ayazı vuruyor her nefesinde.
Rüzgar
çığırtkanlığını pervasızca dile getiriyor.
Ay,
gözyaşlarını içine akıtıyor sessizce.
Gözlerim,
kadehteki şarabın kırıntılarını
andırıyor.
Nedenini bilmiyorum
gözlerimdeki kan çanağının!
Belki de bütün gece,
ayaz gökyüzünün
uyuz nefesini
patavatsızca enseme üflemesi neden
Bütün gece,
gözlerimi kırpmadan,
kirpiklerimin etrafını saran
buğulu yalnızlığın düşleriyle
avundum.
Rüzgârın ürkütücü nağmeleri göğü inletirken titrer düşler,
düşkünlükler…
Parçalanmış düşlerin serzenişleridir duydukların.
Duydukların ramaktır,
sona biraz daha yaklaşmak…
Sallanırken boşlukta bedenler,
bedeldir ödediğin geceye…
Karanlıklara hapsolmuş ruhunun
solmuş izleridir göremediklerin. Gördüklerin birer nankör, gördüğün sahte oyunlar…
Kalkar.
Yürür.
Döner.
Durur, yellerde savrulur matemin.
Gözlerine suskunluk vurduğunda dolar gözlerin,
bakar,
solar bir başına,
çaresiz akşamlar.
Gözler yalancı,
sözler sahtekar.
Sahtekâr müspet düşünceler,
hatıralar.
Yanar,
kavrulur düşlerin alevin gölgesinde.
Yakar.
Yok oluşun izleridir,
çıkar.
Gider.
Dönmez bir daha sözlerin,
rüzgar olup uçar gider enginlerde savrulur yüreğin!
Büyük,
göründüğünden.
Yalnız, yapayalnız düşleridir.
Işığında görür gözlerinden kaçanı,
gölgesi takip eder karanlığı…
Ay gözü yaşlı bakar,
yalnızlığına.
Işık saçar bilinçsiz, derûni.
Tebessümleri yüzünde saklıdır.
Gören bilir ancak,
yaşlarla olan yüzleri.
Gözleri suskun,
sözleri bıçak,
düşleri yorgun,
kendisi kaçak.
Kaçak hayatların fotoğrafıdır sakladığı
Sakladığı bir eldir uzanan,
uzaklardan sallanan,
sallandıkça hayat bulan
Düşer mi
bilmem gökten yıldızlar.
Gece yarılır mı, Kızıldeniz…
Sözler kifayetsiz mi
kalır yine…
Gözler anlamlı bir söz,
bir lakırdı,
bir ahenk arar düşlerinde,
savrulur.
Yanar.
Kor olur gölgesi hümayun gecelerde,
yanar.
Yakar.
Istıraplı can çekişmeleridir,
yaşar.
Her ani aynı an gibi yaşar.